Haber Bandı Ekonomi Kıymetli madenlerde yeni paradigma
Kıymetli madenlerde yeni paradigma

Altın yatırımcıların gözünde artık yalnızca bir riskten korunma aracı olarak değil, jeopolitik belirsizliklerin etkisiyle portföylerde stratejik bir bileşen olarak değerlendiriliyor.

08 Kasım 2025 - 11:51

Kıymetli madenlerde yeni paradigma

KIYMETLİ MADENLERDE YENİ PARADİGMA

Altın ve gümüş, yatırımcıların gözünde artık yalnızca bir riskten korunma aracı olarak değil, jeopolitik belirsizliklerin etkisiyle portföylerde stratejik bir bileşen olarak değerlendiriliyor. Son yıllarda artan risk algısı, kıymetli maden fiyatlarının geleneksel piyasa dinamiklerinden bağımsız şekilde güçlü talep ile yön bulmasına neden oldu.

ALTIN VE GÜMÜŞÜN KORUMA ÖZELLİĞİ GÜÇLENİYOR

Tarihsel veriler, hisse senedi piyasalarının zayıf seyrettiği dönemlerde altının ters yönlü hareket ederek yatırımcıyı koruduğunu gösteriyor. 2008 küresel krizi sırasında Borsa İstanbul yüzde 52 değer kaybederken, altın yüzde 38 yükseldi. 2018’de borsadaki yüzde 21’lik düşüşe karşılık altın yüzde 37 değerlendi. Bu tablo, altının hem kur şoklarına hem de piyasa risklerine karşı güvenli liman olma rolünü pekiştiriyor.

KÜRESEL KRİZ DÖNEMLERİNDE KORUYUCU ROL

11 Eylül saldırıları, 2008 krizi ve Brexit süreci gibi küresel şoklarda hisse piyasaları sert düşüşler yaşarken, kıymetli madenler yükselerek yatırımcıya koruma sağladı. Özellikle altın, hisse senetleriyle günlük bazda en yüksek ters korelasyona sahip kıymetli metal olarak öne çıkıyor.

ALTIN VE GÜMÜŞ ARASINDAKİ FİYAT DAVRANIŞI FARKI

Kıymetli madenler arasında volatilite seviyeleri farklılık gösteriyor. Gümüş, altına göre daha sert dalgalanmalara sahiptir. Tarihsel fiyat hareketlerine göre altın ve gümüş çoğu zaman aynı yönde hareket etse de, yükselişlerde gümüş daha hızlı yükselir; düşüşlerde ise altın daha sınırlı geriler. Bu nedenle yükseliş beklentilerinin güçlü olduğu dönemlerde gümüşe, belirsizlik dönemlerinde altına ağırlık verilmesi daha dengeli bir yaklaşım olarak değerlendiriliyor.

PORTFÖY PERFOMANSINI ARTIRAN DENGELEME ETKİSİ

Kıymetli madenlerin portföye dahil edilmesi, risk-getiri dengesinde belirgin bir iyileşme sağlıyor. Yapılan analizlere göre portföyde yüzde 5 civarı kıymetli maden payı bile Sharpe oranını yükseltiyor. Böylece yatırımcı, riskini artırmadan portföy verimliliğini geliştirebiliyor.

YENİ DÖNEMDE FİYATLAMAYI JEOPOLİTİK RİSKLER BELİRLİYOR

Son iki yılda artan jeopolitik riskler ve güvenli rezerv arayışı, altın ve gümüşte tarihi zirveler getirdi. Böylece kıymetli madenlerin fiyatlaması, yalnızca faiz, dolar endeksi ve borsa korelasyonundan çıkarak siyasi risk unsurlarına bağlı hale geldi. Bu durum, gelecekteki fiyatlamalarda belirsizlikleri artırsa da yatırımcı ilgisinin kalıcı olacağını gösteriyor.

TÜRKİYE’DE KATILIM FONLARINDA KIRAALTI YATIRIM DÖNEMİ

Türkiye’de gram altına dayalı olarak yönetilen Altın Katılım Fonu (KZL), 60 milyar TL’yi aşan büyüklüğüyle dikkat çekiyor. TEFAS verilerine göre fon, son bir yılda TL bazında yaklaşık yüzde 98 getiri sağlayarak yatırımcı ilgisinin somut örneklerinden biri oldu. Yatırımcılara stopaj avantajı sunması, fonun tercih edilme sebepleri arasında yer alıyor.

Kuveyt Türk Portföy yönetimi altında bulunan fon ailesi, altın ve gümüşe ayrı ya da birlikte yatırım yapma imkânı sağlıyor. Gümüş Katılım Fon Sepeti (KGM), yalnızca gümüş fiyat hareketlerinden yararlanmak isteyenler için; Kıymetli Madenler Katılım Fonu (KUT) ise altın ve gümüşü tek fonda birleştirmek isteyen yatırımcılar için seçenek sunuyor.

Kaynak İHA
YORUMLAR
{{ commentList.length }} Yorum
YORUM YAP

Seç