Jeffrey Sachs, Türkiye’nin savunma sanayiinde son 15-20 yılda kaydettiği ilerlemenin NATO içindeki teknoloji ve güç hiyerarşisini sarstığını söyledi.
26 Aralık 2025 - 14:38
TÜRKİYE’NİN SAVUNMA SANAYİİ NATO DENGELERİNİ DEĞİŞTİRİYOR
ABD’li ekonomist ve Columbia Üniversitesi profesörü Jeffrey Sachs, Türkiye’nin savunma sanayiinde son 15-20 yılda kaydettiği ilerlemenin NATO içindeki teknoloji ve güç hiyerarşisini sarstığını söyledi. Voice of Horizon adlı YouTube kanalına konuşan Sachs, Türkiye’nin artık birçok alanda ittifaka bağımlı bir tüketici değil, bağımsız bir üretici konumuna geldiğini vurguladı.
SAVUNMA SANAYİİNDE “DEVRİM” VURGUSU
Sachs, Türkiye’nin dönüşümünü kademeli bir ilerlemeden ziyade kapsamlı bir savunma sanayii devrimi olarak tanımladı. 2000’li yılların başında savunma teçhizatının yaklaşık yüzde 80’ini ithal eden Türkiye’nin, bugün İHA’lar, deniz platformları, zırhlı araçlar, elektronik harp ve füze sistemleri üreten önde gelen ülkelerden biri haline geldiğini ifade etti.

AMBARGOLAR STRATEJİK KARARI TETİKLEDİ
Türkiye’nin geçmişte tedarikçi ülkelerle yaşadığı siyasi gerilimler sonrası ambargolarla karşılaştığını hatırlatan Sachs, bunun yerli savunma sanayiini kurma yönünde stratejik bir kararın temelini oluşturduğunu söyledi. Bu sürecin onlarca yıl süren yatırım ve planlamayla gerçekleştiğini, bugün gelinen noktada sonuçların açıkça görüldüğünü dile getirdi.
İHA’LARDA MALİYET VE SAHA ÜSTÜNLÜĞÜ
Türk savunma sanayiinin en görünür başarısının silahlı insansız hava araçları olduğunu belirten Sachs, maliyet farkına dikkat çekti. Bir Amerikan MQ-9 Reaper’ın yaklaşık 30 milyon dolar seviyesinde olduğunu, buna karşın bir Bayraktar TB2’nin yaklaşık 5 milyon dolara üretilebildiğini söyledi. Türkiye’nin 20’den fazla ülkeye İHA ihraç ettiğini vurgulayan Sachs, bunun ABD ve İsrail egemenliğine meydan okuyan bir pazar açılımı olduğunu ifade etti.

DENİZ PLATFORMU VE SİSTEM MÜHENDİSLİĞİ BAŞARISI
TCG Anadolu’nun da dikkat çekici bir örnek olduğunu kaydeden Sachs, Türkiye’nin artık deniz araçları konusundaki uzmanlığını ihraç eder noktaya geldiğini söyledi. Türkiye’nin her bileşeni içeride üretmek yerine entegrasyon ve sistem mühendisliğine odaklanarak kritik kontrolü elinde tuttuğunu, bunun da akıllı bir strateji olduğunu dile getirdi.
NATO İÇİNDEKİ TEKNOLOJİK HİYERARŞİ SARSILIYOR
Sachs’a göre NATO, uzun yıllar ABD, İngiltere, Fransa ve Almanya’nın ileri teknolojileri sağladığı, diğer üyelerin ise tüketici olduğu bir yapı üzerine kuruldu. Türkiye’nin yerli savunma sanayiinde geldiği nokta ise bu düzeni bozuyor. Özellikle İHA alanında Türkiye’nin birçok NATO müttefikinin önüne geçtiğini belirten Sachs, bunun ittifak içindeki siyasi dengeleri de etkilediğini söyledi.

TEKNOLOJİK BAĞIMSIZLIK DIŞ POLİTİKAYI ETKİLİYOR
Türkiye’nin yerli ekipmanlarla Suriye’de operasyonlar yürüttüğünü ve bazı Avrupa ülkelerinin silah satışlarını kısıtlamasının Türkiye’yi durduramadığını ifade eden Sachs, teknolojik bağımsızlığın dış politikada da hareket alanı sağladığını dile getirdi. Bu durumun bazı NATO üyelerinde rahatsızlık yarattığını kaydetti.
BÖLGESEL DENGELERDE TÜRKİYE ETKİSİ
Sachs, Türkiye’nin Libya, Suriye ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelerde askeri kapasitesiyle belirleyici rol oynadığını söyledi. Yunanistan’ın Türkiye’nin savunmadaki yükselişini endişeyle izlediğini, Körfez ülkelerinin ise Türk İHA’larına yönelmeye başladığını ifade etti. Karadeniz’de de Türkiye’nin yerli deniz ve İHA kabiliyetleriyle baskın bir güç konumuna geldiğini belirtti.

KAAN PROGRAMI VE YENİ HEDEFLER
Türkiye’nin yükselişinin devam ettiğini vurgulayan Sachs, beşinci nesil savaş uçağı KAAN programını son derece iddialı olarak nitelendirdi. Bu projenin başarıya ulaşması halinde Türkiye’nin yerli gelişmiş muharebe uçağı üretebilen çok sınırlı sayıdaki ülkeler arasına gireceğini söyledi.
26 Aralık 2025 - 18:21
26 Aralık 2025 - 15:45
26 Aralık 2025 - 15:40
25 Aralık 2025 - 21:51
25 Aralık 2025 - 18:40
YORUMLAR
{{ commentList.length }} Yorum{{ item.name }}
{{ item.date }}
Henüz yorum yapılmamış.
YORUM YAP